Orhan Kemal Öykü Ödülleri sahiplerini buldu

Çukurova Edebiyatçılar Derneği (ÇED) tarafından bu yıl 4′üncüsü düzenlenen Orhan Kemal Öykü Yarışması sonuçlandı. Yarışmada Türker Ayyıldız‘a “Dört Kız, Bir Oğlan” eseriyle birincilik, Temel Karataş‘a “Bozuk Havalar” başlıklı öyküsüyle ikincilik, Gizem Aras ise “Masal Çizmek” çalışmasıyla üçüncülük ödülü verildi.

“Bir Sürgün, İki Somun” eseriyle  Murat Taş, Orhan Kemal mansiyon ödülüne sahip olurken,  Yaşar Kemal mansiyon ödülü “Çaycı Dıno” ile Nevzat Sıkık’a, Muzaffer İzgü Mansiyon ödülü  “Vildan” ile Sibel Özarslan’a, ÇED özel ödülü  “Afrika Kıtası” ile Tugba Çelik’e ve Ceyhan Belediyesi özel ödülü de “Koca Meşe” ile Salim Nizam’a verildi.

Dedemin İnsanları 25 Kasım'da vizyonda


Most Production ve Ay Yapım’ın yapımcısı olduğu, Çağan IRMAK’ın senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı Dedemin İnsanları filmi 25 Kasım’da vizyona giriyor.

Dedemin İnsanları , küçük bir kasabada yaşayan on yaşındaki Ozan (Durukan Çelikkaya) ve dedesinin (Çetin Tekindor) hikâyesi aracılığıyla, bir ailenin ve bir ülkenin geçirdiği büyük değişimi anlatıyor.

Filmde, Çetin Tekindor, Hümeyra, Zafer Algöz, Yiğit Özşener, Gökçe Bahadır, Mert Fırat, Ezgi Mola, Mehmet Ali Kaptanlar, Sacide Taşaner, Ünal Silver, Ushan Çakır, Serkan Genç, Yiğit Arı ve Durukan Çelikkaya rol alıyor.

Filmin beklenen 2. fragmanı da yayınlandı.

Dedemin İnsanları filminin ilk fragmanı için tıklayın

Ahmet Altan 1 milyon lira telif ücreti alacak

Ahmet Altan

Gazete Habertürk yazarı Rahşan Gülşan bugün köşesinde ilginç bir habere imza attı. Bay Taraf’a 1 milyon telif!.. Ahmet Altan’ın hangi romanı dizi oluyor?..

Rahşan Gülşan’ın bugünkü yazısı

Dün çok çarpıcı bir haber aldım. Buna göre Türk dizi sektörünün bugüne kadar imzaladığı en büyük edebiyat uyarlaması anlaşmasına imza atılmıştı.

Üstelik imzayı atan bir gazetenin genel yayın yönetmeniydi. Duyduklarıma göre Muhteşem Yüzyıl’ın yapımcısı Tim’s, dün Ahmet Altan ile anlaşmaya imzayı basmıştı.

Ve bu anlaşmaya göre Altan’ın iki romanı “Kılıç Yarası Gibi” ve “İsyan Günlerinde Aşk” artık dizi olma yoluna girmişti.

İki kitap için Ahmet Altan’a ödenen para ise bir milyon liraya yakın bir rakam olacakmış. Şirket hemen bir yazılım ekibi kurup gelecek sezon için çalışmalara başlayacakmış.

19. yüzyıl sonlarındaki İstanbul’u ve o günlerde yaşanan siyasal çalkantıları anlatan “Kılıç Yarası Gibi” ve 31 Mart ayaklanması etrafında gelişen olayları anlatan “İsyan Günlerinde Aşk” tek bir dizi olarak çekilecekmiş.”

 

 

 

 

 

Akbank Caz Festivali 13 Ekim'de başlıyor

Şehrin Caz Hali sloganı ile bu yıl 13 Ekim – 3 Kasım 2011 tarihlerinde gerçekleştirilecek Festival’de dünyaca ünlü caz sanatçıları yer alacak. Zengin konser programı, atölye çalışmaları, paneller, yarışmalar, cazlı brunch’lar ve Kampüste Caz konserlerinin yer aldığı 21. Akbank Caz Festivali’ni kaçırmayın.

21. Akbank Caz Festivali, Avrupa’nın önde gelen kontrbasçılarından biri olan ve 2008 yılında Fransa’nın Academie de Jazz ödüllerinde yılın müzisyeni seçilen Arild Andersen’in 13 Ekim 2011, Perşembe günü Cemal Reşit Rey’de gerçekleştireceği açılış konseriyle başlayacak. Festivali’in önce çıkan diğer isimleri arasında; Charles Lloyd New Quartet, Avishai Cohen “Seven Seas”, Arild Andersen Trio, Maffy Falay Sextet, Dusko Goykovich Quartet, The Ray Gelato Giants, Azam Ali & Niyaz, Carmen Souza, Robert Glasper Experiment, Vijay Iyer Trio ve ZAZ yer alıyor.

Organizasyonu Pozitif tarafından gerçekleştirilen Festival’in bu yılki mekanları arasında ise; Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı, Cemal Reşit ReyKonser Salonu, Akbank Sanat Merkezi, Babylon, Ghetto, Nardis ve The Seed bulunuyor.

21. Akbank Caz Festivali haberlerini akbanksanat.com ve akbankcaz.com adreslerinin yanısıra Akbank Sanat iPhone uygulaması vefacebook.com/AkbankSanat,twitter.com/AkbankSanat adreslerinden takip edebilirsiniz.

 

1001 Belgesel Film Festivali 29 Eylül'de başlıyor

Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla Beyoğlu Belediyesinin ev sahipliğinde Belgesel Sinemacılar Birliği tarafından organize edilen 14. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali 29 Eylül’de başlayacak. Birlikten yapılan açıklamaya göre, bu yıl ”Daralanlar – Dar Alanlar” temasıyla organize edilen festivalde, 23’ü yerli 47’si yabancı, toplam 70 film gösterilecek. Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi, Fransız Kültür Merkezi, Nazım Hikmet Kültür Merkezi ve Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek gösterimlerde, bütün filmler ücretsiz izlenebilecek.

Avrupa Belgeselciler Ağı Başkanı Cay Wesnigk ve Alman Belgeselciler Birliği Başkanı Tomas Frickel gibi dünya belgesel sinemasından 20 önemli ismin davetli olduğu festival kapsamında, Avrupa’da Dijital Dağıtım Konferansı, Türkiye-Almanya Belgesel Sinema Buluşması, sinema laboratuvarı ve belgesel arkası gibi etkinlikler de olacak.
Festival, 29 Eylül Perşembe günü sinemaseverlerle buluşacak.

Çanakkale Boğaz'ında kayıp kent kalıntısı bulundu

Çanakkale'de kayıp kent bulunması heyecan yarattı

Çanakkale Boğazı’nda Troya’dan 2 bin yıl önce MÖ 5000 civarlarında kurulmuş bir kayıp kent bulundu. Keşfedilen kayıp kent, yıllardır tartışılan Boğazlardaki su seviyesinin iniş ve çıkışlarıyla ilgili de ayrıntılı veri sağlayacak.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Troya Kazı Heyeti Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Rüstem Aslan, Çanakkale Boğazı’nda kayıp bir kent bulduklarını bildirdi.

Bu yılki çalışmalarda hiç ummadıkları bir buluntuyla karşılaştıklarını ifade eden Aslan, Çanakkale Boğazı’nın girişinden Çanakkale kent merkezine kadar olan kıyıyı taradıklarını ve Erenköy beldesinin hemen altında Karanlık Liman bölgesi kıyısında tarih öncesi döneme ait yerleşim yeri tespit ettiklerini belirtti.

 

MÖ 5000’lere ait

 

Aslan, çanak ve çömlek kalıntılarının incelemesinin ardından söz konusu bölgedeki yerleşimin MÖ 5000’lere tarihlendiğini ortaya çıkardıklarına işaret ederek, “Bu, bize şimdiye kadar İstanbul ve Çanakkale boğazlarının hemen kıyısında bu döneme ait yerleşmelerin olmamasının deniz seviyesinin yüksekliğinden kaynaklandığını gösteriyor. Burada bulduğumuz höyük de yüzde 90 oranında denizin yükselmesi sonucunda tahrip olmuş. Yerleşmenin yaklaşık yüzde 5’i geriye kalmış” dedi.

 

Troya’dan 2 bin yıl daha eski

 

Bölgenin Troya’daki yerleşmeden yaklaşık 2 bin yıl öncesine ait olduğunu kaydeden Aslan, şöyle konuştu:

 

“Enteresan olan şu, şimdiye kadar yapılan araştırmalarda Troya-1 olarak tanımladığımız yani MÖ 3000’li yıllardaki, günümüzden ise 5 bin yıl öncesine ait yerleşmelerin hemen hepsinin yüksek platolara kurulduğunu biliyoruz. Bunun nedeni konusunda bazı soru işaretleri vardı. Acaba su seviyesinin yükselmesi sonucu bu insanlar bilinçli bir şekilde mi yüksek platolara yerleştiler? Buradaki keşfimiz hem deniz seviyesinin yükselmesiyle ilgili bize ilginç buluntular veriyor hem de Troya-1 yerleşmelerinin neden yüksek yerde olduğunu kanıtlıyor. Buradaki analizler, araştırmalar, buluntular üzerindeki çalışmalarımız sürecek. Yüksek bir ihtimalle, MÖ 5000’li yıllarda burada deniz seviyesinde yükselme olmuş ve buradaki yerleşmeler su altında kalmış. Bundan sonraki 1000 ya da 1500 yıldaki yerleşmelerde de insanlar bilinçli bir şekilde kıyıdan yüksek yerlere doğru yerleşimlerini kurmuşlar.”

Çanakkale Boğazı’nda kayıp bir kent

Doç. Dr. Rüstem Aslan, İstanbul’daki Marmaray kazıları sırasında deniz seviyesinin yaklaşık 7 metre altında, MÖ 6300’lere tarihlenen yerleşim izleri bulunduğunu, bunun da İstanbul Boğazı’ndaki su seviyesinin değişikliği hakkında bilgi verdiğini söyledi.

 

Çanakkale Boğazı’ndaki buluntunun belki bu konudaki araştırmaları biraz daha ayrıntılı şekilde ortaya koyacağını ifade eden Aslan, “Çanakkale ve İstanbul boğazlarında bu döneme ait ilk kez böyle bir buluntu ortaya çıktı. Burasını Çanakkale Boğazı’nda kayıp bir kent olarak adlandırabiliriz” diye konuştu.

 

Altın Koza 'Aşırı Acıklı Hikâye'ye

En İyi Film Ödülü Onur Ünlü'nün Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi adlı filmi aldı

18. Adana Altın Koza Film Festivali ödülleri sahiplerini buldu.

Festival’de, “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi” “En İyi Film ödülü”nü alırken, Cemil Ağacıkoğlu “En İyi Yönetmen”, Hatice Aslan ve Görkem Yeltan “En İyi Kadın Oyuncu”, Durukan Ordu da “En İyi Erkek Oyuncu” seçildi.

Törende, Onur Ünlü’nün senaryosunu yazdığı ve yönettiği ”Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi” filmi, ”En iyi film”, ”En iyi senaryo” ve ”Jüri oyunculuk özel toplu performans ödülü”nü kazandı. ”En iyi film” seçilmesi nedeniyle de 350 bin TL’lik rekor ödülün sahibi oldu.

”En iyi yönetmen ödülü”, ”Eylül” filmiyle Cemil Ağacıkoğlu’nun olurken, Hacite Aslan ”Vücut”, Görkem Yeltan ise ”Eylül” filmlerindeki rolleriyle ”En iyi kadın oyuncu” ödülünü paylaştılar. ”En iyi erkek oyuncu ödülü” ise ”Gelecek Uzun Sürer”deki rolüyle Durukan Ordu’nun oldu.

Gecede ayrıca, ”Yılmaz Güney ödülü” Özcan Alper’in yönettiği ”Gelecek Uzun Sürer”e, ”Adana izleyici jürisi” ise Ruhi Karadağ’ın yönettiği ”Simurg” filmine verildi. ”Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) en iyi film ödülü”ne ise ”Gelecek Uzun Sürer” filmiyle yönetmen Özcan Alper layık görüldü.

Gecede verilen tüm ödüller şöyle :

Umut Veren Genç Erkek Oyuncu: Hakan Kurtaş (Vücut) ve Gün Koper (Aşk ve Devrim)

Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü: Deniz Denker (Aşk ve Devrim)

En İyi Kurgu Ödülü: Taner Sarf (Eylül)

En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü: Adalı Aksoy (Aşk ve Devrim) (Saklı Hayatlar)

Jüri Oyunculuk Özel “Toplu Performans” Ödülü:

Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi’nin bütün oyuncuları

 

En İyi Kadın Oyuncu Ödülleri Hatice Aslan ve Görkem Yeltan'a gitti

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü:

Tuna Orhan (Memleket Meselesi)

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü: Şeyla Halis (Vücut)

En İyi Erkek Oyuncu Ödülü: Durukan Ordu (Gelecek Uzun Sürer)

En İyi Kadın Oyuncu Ödülü: Hatice Aslan (Vücut) ve Görkem Yeltan (Eylül)

En İyi Müzik Ödülü: Mustafa Biber (Gelecek Uzun Sürer)

En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü: Feza Çaldıran (Gelecek Uzun Sürer)

Jüri Özel Ödülü: Aşk ve Devrim (Yönetmen: Serkan Acar)

En İyi Senaryo Ödülü: Onur Ünlü (Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi)

En İyi Yönetmen Ödülü: Cemil Ağacıkoğlu (Eylül)

Adana İzleyici Jürisi Ödülü: Simurg (Yönetmen: Ruhi Karadağ)
SİYAD (Sinema Yazarları Derneği ) En İyi Film Ödülü: Gelecek Uzun Sürer (Yönetmen: Özcan Alper)

Yılmaz Güney Ödülü: Gelecek Uzun Sürer (Yönetmen: Özcan Alper)

En İyi Film Ödülü: Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi (Yönetmen: Onur Ünlü)

Jüri bu yıl ayrıca, ”Ses Tasarımı” başlığı ile yeni bir kategori açılmasını ve ödülün, ”Kaybedenler Kulübü” ve ”Eylül” filmlerindeki çalışmaları nedeniyle Burak Topalakçı’ya verilmesini kararlaştırdı.

Adana İzleyici Ödülü’nü alan ”Simurg” filminin yönetmeni Ruhi Karadağ, filmde 6 oyuncusu olduğunu ifade ederek, ”Üçü burada, üçü sürgünde. Bu ödülü faili meçhul cinayete giden, mezarsız, topraksız vatandaşlarımıza adıyorum. Ayrıca Yılmaz Güney’in doğduğu yerde, uzun süre gazetecilik yaptığım bu yerde tüm ölen gazeteci arkadaşlara, özellikle Ape Musa’ya adıyorum” dedi.

Kultuğ Ataman, 'Askerliğe elverişsiz' raporunu teşhir etti

Kultuğ Ataman, o raporu teşhis etti

Kutluğ Ataman’ın askeri hastaneden aldığı ve “İsimsiz” (Ross) bölümünde sergilediği Sağlık Raporu, 12. İstanbul Bienali’nde en çok tartışılan işlerden biri oldu. 

Yurtdışında aldığı birçok ödülle son yıllarda dünyada çağdaş sanatın yükselen isimlerinden biri olarak gösterilen Kutluğ Ataman, 12. İstanbul Bienali’nde sergilediği sağlık raporuyla dikkat çekti. Bienalin “İsimsiz” (Ross) başlıklı bölümünde ilk bakışta pek dikkat çekmeyen iki sayfalık bir resmi belge asılı. 

Dikkatle bakanlar bunun 01.12.2010 tarihinde düzenlenmiş, askeri hastaneden alınmış bir Sağlık Raporu olduğunu görüyorlar. Raporda “Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Raporu” yazılı kutunun yanında, “Bulgular” üst başlığının hemen altında büyük harflerle yazılmış bir metin var.

 ‘MİMİK VE JESTLERİ İNCELENDİ’ Metin şöyle başlıyor: “Ruhsal Muayenesi: Dış görünümü yaşında. Ayakta. Çevresine ilgisi normal. Özbakımı iyi. Mizacı sakin. Sosyabilitesi saygılı. Konuşma efemine. Ses tonu efemine. Mimik ve jestleri efemine. Hareketler efemine. Serbest zamanlarında gezer dolaşır. Uyku tabii. Yeme tabii. İşeme tabii…”

 Raporun ilerleyen bölümlerinde ise şöyle yazıyor: “Düşünce içeriğinde kadınlara ilgi duymama, erkeklere ilgi duyma ile ilgili düşünceler ön plandadır. Dikkat tabii, bellek tabii…” Rapor Ataman’ın genel sağlık durumuyla ilgili bu tür bilgilerle sürdükten sonra son bölümde konu yeniden eşcinselliğe geliyor:

” EŞCİNSELLİK EVLİLİK”

“Öyküsünden: Çocukluk döneminden beri kızlarla kız oyunları oynama, erkeklere ilgi duyma, kadınlara ilgi duymama ve hiç ilişkiye girmeme. 17 yaşından beri erkeklerle cinsel ilişki kurma, eşcinsel evlilik yapma tarzındadır. Belgelerinden: Yurtdışından alınma June 2006 tarihli sertifikada eşcinsel evlilik yaptığı bildirilmektedir.” Raporun ikinci sayfasında Tanı bölümünde “Homoseksüalite” yazıyor.

Ataman'la ilgili askeri doktor heyetinin yazdığı sonuç bölümü

Raporun ikinci sayfasında Tanı bölümünde “Homoseksüalite” yazıyor. Karar bölümünde ise “Barışta ve seferde askerliğe elverişli değildir” deniyor.

 KUTLUĞ ATAMAN: DÜNYACA ÜNLÜ SANATÇI

1.1961 İstanbul doğumlu olan Ataman Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra , Mimar Sinan Üniversitesi sinema televizyon enstitüsü ve Sorbonne Üniversitesi’nde sinema öğrenimi gördü, Ucla’da sinema yönetim ve yapım dalında yüksek lisans yaptı.

41.Küba isimli video çalışmasıyla, Guardian’ın ölmeden önce görmeniz gereken 1000 sanat eseri listesine a harfinden giriş yaptı.Amerikada bu eseriyle 2004 The Carnegie Prize ödülünü aldı.  1999 Venedik Bienali’ne davet edilen ilk Türkiyeli  sanatçıdır.

Güncel sanat konusunda en prestijli sergi olan Documenta 11’e katılan ilk Türk sanatçısıdır. Eserleri Moma koleksiyonuna ve dünyanın başlıca müzelerinin koleksiyonlarına girmiş tek türkiye’li sanatçıdır.

 Ünlü ingiliz gazetesi observer tarafindan 2003 yılı’nın en iyi sanatcısı seçildi.  Ruhuma asla’ ve ‘Veronica reed’in 4 mevsimi’ isimli çalışmalarıyla İngiltere Tate Britain’in uluslarası sanat alanında dünyanın en önemli ödülü olan ‘Turner Prize 2004’e aday olan 4 sanatçıdan biri oldu.

 .

Kutluğ Ataman, dünyaca ünlü bir sanatçı

Filmekimi biletleri 1 Ekim'de satışta

İstanbul, dünya sinemalarının seçkin örneklerinin içinde yer aldığı Filmekimi’ne hazırlanırken, biletler 1 Ekim tarihi itibariyle satışa sunulacak. İstanbul Kültür Sanat Vakfı(İKSV) tarafından düzenlenen Filmekimi, 8-15 Ekim tarihlerinde, 8 gün boyunca Atlas, Beyoğlu, Nişantaşı City’s ve Cinebonus Maçka G-Mall olmak üzere dört sinemada sinemaseverlerle buluşacak.
Bu yıl 10. yaşını kutlayan Filmekimi, bir hafta boyunca, dünyanın belli başlı festivallerinde ödüller kazanmış, Berlin, Cannes, Venedik ve Toronto’da dünya prömiyerlerini yapan filmlerle usta yönetmenlerin son yapıtlarının da aralarında bulunduğu 39 filmle izleyicilerin karşısına çıkacak.

-PROGRAMA EKLENEN 9 FİLM-

Filmekimi programına eklenen 9 film arasında, aralarında Life on Mars, Eastenders ve Doctors’ın da bulunduğu birçok TV dizisinin yönetmeni S. J Clarkson’ın, İngiltere’nin en sevilen yemek yazarı Nigel Slater’in acı-tatlı otobiyografik öyküsünü beyazperdeye aktardığı Tost / Toast, Everardo Gout’un Dünya Futbol Kupası’nın Meksika’daki yankılarını anlatan ve müziklerini Nick Cave, Atticus Ross ve Shigeru Umebayashi’nin bestelediği filmi Af Günleri / Days of Grace,Filmekimi takipçilerinin Şark Oyunları adlı filmle yakından tanıdığı Bulgar yönetmen Kamen Kalev’in ikinci filmi Ada / The Island, Aki Kaurismäki’nin Cannes’da Fipresci Ödülü’nü kazanan son filmi Umut Limanı / Le Havre, Ellen Barkin, Ezra Miller ve Kate Bosworth gibi isimlerin yer aldığı güçlü oyuncu kadrosuyla dikkat çeken,Sam Levinson’ın son filmi Mutlu Bir Gün/Another Happy Day gibi filmler de yer alıyor. Programda ayrıca,yarattığı tartışmalarla ses getiren İtalyan sinemacı Nanni Moretti’nin, merceğini bu kez Papalık makamına çevirdiği son filmi Habemus Papam,daha önce Arcade Fire hakkındaki Miroir Noir filmini çeken tecrübeli yönetmen Vincent Morisset’in İzlandalı post-rock grubu Sigur Rós’un arşiv görüntülerini sert, soyut ve yoğun görsel ayrıntılarla kaynaştırdığı belgeseli Inni de dikkat çeken filmler arasında bulunuyor.

-BİLET FİYATLARI-

Filmekimi broşürlerinin, 24 Eylül Cumartesi gününden itibaren Atlas, Beyoğlu, Nişantaşı City’s ve Cinebonus Maçka G-Mall sinemalarından ve İKSV’den 1 TL karşılığında temin edilebileceği bildirildi.
Filmekimi biletleri ise 1 Ekim Cumartesi saat 11.00’den itibaren, Biletix satış noktaları, http://www.biletix.com, Biletix çağrı merkezi (0216) 556 98 00 ile Atlas, Beyoğlu, City’s ve G-Mall gişelerinden satışa sunulacak.
Filmekimi’nde bilet fiyatları hafta içi gündüz seanslarında (11.00, 13.30, 16.00) biletler 5 TL’den, haftaiçi 19.00 ve 21.30 seansları ile hafta sonu tüm seanslarda ise tam 14, indirimli 8 TL’den satılacak.

Türkiye'nin Oscar adayı filmleri…

84. Oscar Ödülleri’nde Türkiye’yi temsil etmek üzere yedi uzun metrajlı film başvurdu.

Filmlerin 1 Ekim 2010 ile 30 Eylül 2011 tarihleri arasında en 7 yedi gün Türkiye’de ticari sinemalarda gösterime girmiş olması gerekiyor.

antraktsinema.com’un haberine göre, Ekim’in ilk haftasında belirlenecek filmi Amerikan Film Akademisi’ne bildirilecek olan Türk filmi meslek örgütleri ve derneklerin atadığı temsilciler, Selim Demirdelen’in ‘Kavşak’, Orhan Oğuz’un ‘Hayde Bre’, Derviş Zaim’in ‘Gölgeler ve Suretler’, Handan İpekçi’nin ‘Çınar Ağacı’, Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’, Seyfi Teoman’ın ‘Bizim Büyük Çaresizliğimiz’ ve Seren Yüce’nin ‘Çoğunluk’ isimli yapıtlarından birini Türkiye adına ‘En İyi Yabancı Film Oscarı’na aday adayı olarak seçecek.